World Cities Congress İstanbul’18 Akıllı Şehirlerin Yol Haritasını Çizdi
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde 17-18-19 Nisan 2018 tarihlerinde düzenlenen World Cities Congress İstanbul’18, akıllı şehirlerin yol haritasını çizdi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde, 17-18-19 Nisan 2018 tarihlerinde Yenikapı Avrasya Gösteri ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen World Cities Congress İstanbul’18, dünyanın dört bir yanından akıllı şehir stratejileri üzerine çalışma yapan idari temsilcileri sektör profesyonellerini bir araya getirdi. Geleceğe daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için hayata geçirilebilecek akıllı şehir uygulamaları hakkında bilgi birikiminin paylaşıldığı World Cities Congress İstanbul’18’e bu yıl 10 bini aşkın sektör profesyoneli katıldı.
İstanbul ulaşımına akıllı çözüm
World Cities Congress İstanbul’18 açılış konuşmalarının ardından, İETT’nin otonom aracı tanıtıldı. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk ÖZLÜ, Eski İspanya Başbakanı Jose Luis Rodriguez ZAPATERO, Erzurum Milletvekili Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı, İstanbul Valisi Vasip ŞAHİN ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt UYSAL’ın katıldığı kurdele töreninde, geçmişte Beyoğlu’nda nostaljik tramvay olarak kullanılan araçlardan birinin İETT Genel Müdürlüğü tarafından elektrikli ve sürücüsüz bir araç haline dönüştürüldüğü açıklandı.
Akıllı şehir uygulamalarıyla kamuda 23 milyar dolar tasarruf mümkün
Üç gün boyunca 140’tan fazla konuşmacı ve 26 workshop etkinliğine ev sahipliği yapan World Cities Congress İstanbul’18 ayrıca sektör liderlerinin katıldığı panellerle gündemi belirledi. Netaş CEO’su Müjdat Altay’ın moderatörlük yaptığı Yenilikçi Şehir Teknolojileri paneline Türk Telekom CEO’su Paul Doany, Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Bakiler Şahin, Bosch Türkiye ve Ortadoğu Başkanı Steven Young ve Cisco Türkiye CEO’su Cenk Kıvılcım katıldı.
Cisco Türkiye CEO’su Cenk Kıvılcım, “Önümüzdeki 10 yıl içinde özel sektörde dijital dönüşüm perakende, enerji, finans, üretim, hizmet sağlayıcı ve sağlık sektörlerinde 23,8 trilyon dolar katma değer yaratacak. Araştırmalarımıza göre Türkiye özelinde dijitalleşme ile önümüzdeki 10 yılda toplam 192 milyar dolarlık değer yaratma potansiyeli bulunuyor. Bunun yaklaşık 169 milyar dolarını özel sektör yaratabilir. Kamu sektöründe ise özellikle akıllı şehir uygulamaları ile yaklaşık 23 milyar dolar ek değer yaratma potansiyeli var.” açıklamasını yaptı.
Yenikapı Avrasya Gösteri ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen kongrenin açılışında konuşan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, “İstanbul olarak teknolojik altyapısı güçlü bir şehir inşa etmek için İstanbul’un ‘akıllı şehir endeksini’ oluşturduk. Akıllı şehir vizyonu, stratejileri ve yol haritasını ortaya koymak adına çalışmalar yaptık. Hazırlanan bu Vizyon Belgesi, akıllı şehircilikte bize hız katacaktır” dedi.
Başkan Uysal konuşmasına şöyle devam etti: “21. yüzyılda dünyanın en önemli gündem maddelerinden birini ‘Akıllı Şehirler’ oluşturuyor. Daha akıllı ulaşım teknolojilerine, enerji çözümlerine, binalara, iletişim ve bilgi teknolojilerine, kısacası daha akıllı bir şehre duyulan ihtiyaç giderek artıyor. Yakın gelecekte dünya nüfusunun yüzde 70’inin şehirlerde yaşayacağı öngörülüyor. İhtiyacımız daha fazla artıyor. Hızlı kentleşme; ulaşım ağları, acil durum hizmetleri ve kamu hizmetleri üzerinde büyük baskı oluşturuyor. Bu nüfus yoğunlaşmasından önce, şehirlerimizin daha akıllı hale getirilmesi gerektiği için dünyadaki önemli şehirler şimdiden akıllı projelere yöneliyor.”
Yerel yönetimler olarak şehirleşmenin getirdiği sorunlara yeni çözümler üretmeleri gerektiğini, belediye hizmetlerinin de kapsamının her geçen gün genişlediğini bunun için de vatandaşlarla günün 24 saati her alanda etkileşim içinde olmak zorunda olduklarını anlatan Başkan Uysal, “Bir yandan sorunlara hızlı çözüm üretirken, diğer yandan da şehrin standartlarını yükseltmek mecburiyetindeyiz. Süreçleri eş güdüm içinde yürütmeliyiz. Şehirleri daha yaşanabilir kılacak akıllı sistemler bu bakımdan büyük önem taşıyor. Temiz, yeşil ve planlı gelişen şehirler için çalışmak zorundayız. Bu nedenle; İstanbul olarak teknolojik altyapısı güçlü bir şehir inşa etmek için İstanbul’un ‘akıllı şehir endeksini’ oluşturduk. Akıllı şehir vizyonu, stratejileri ve yol haritasını ortaya koymak adına çalışmalar yaptık. Hazırlanan bu Vizyon Belgesi, akıllı şehircilikte bize hız katacaktır” ifadelerini kullandı.
Devir Mobil Uygulamalar Devri
“Hayatı kolaylaştıran fikirler, hızlı bir şekilde yaşantımızın ayrılmaz parçası haline geliyor” diyen Başkan Uysal konuşmasına şöyle devam etti: “Artık mobil uygulamalar dönemindeyiz. Akıllı şehircilik adına yıllar önce yaptığımız ilk uygulamalarımızdan biri trafik üzerineydi. İstanbul’da milyonlarca kişinin kullandığı ‘Cep Trafik’ ulaşımda büyük bir ihtiyaca cevap verdi ve vermeye devam ediyor. Bugünse, akıllı şehirlerde yaygın bir şekilde kullanılan mobil taksi uygulamasına, belediyemizin mühendislerinin geliştirdiği yazılımla iddialı bir alternatif oluşturduk. Buna; İ-Taksi, yani İstanbul Taksi adını verdik. Bu uygulamaya elektrikli araçları da dahil ederek, ulaşımda geleceğin vizyonunu toplu ulaşıma taşımış olduk. Toplu ulaşım sistemleri ve trafik yönetimi konusunda birçok çalışma yapıyoruz.”
Akıllı trafik sinyalizasyonunun da İBB tarafından geliştirilen bir uygulama olduğunu hatırlatan Başkan Uysal, İstanbul genelinde 100 önemli kavşakta bu sistemin kullanıldığını kaydetti. Başkan Uysal şöyle devam etti: “Bu sistem, araç yoğunluğuna göre sinyal sürelerini ve geçişleri yönetiyor. Böylece İstanbullular, zamandan ve yakıttan tasarruf sağlıyor. Akıllı şehirciliğin olmazsa olmazı, şehri fiber ağlarla donatmaktır. Her vatandaşa fiber ağlarla ulaşmaktır. Bu konuda da epey mesafe aldık. Hedefimiz, geleceğin ihtiyaçlarını öngörerek, şehrin tamamını hızlı internetle buluşturmak. Şehirler inovasyon merkezlerdir. Üretken, yenilikçi fikir ve uygulamaları belediye olarak destekliyoruz. Sanayi, üniversite ve iş dünyası ile sıkı bir iş birliği içindeyiz. Bu bağlamda İstanbulumuzda yaşam ve deneyim laboratuvarı (living lab) çalışmaları hızla artıyor. Biz de bunlara destek veriyoruz. Biliyorsunuz, bugünkü refah düzeyine geçmişte ortaya konan yenilikçi fikir ve buluşlarla ulaştık. Bugünü ve geleceği de yine yenilikçi fikirler, yeni teknolojiler ve inovasyona dayalı girişimlerle şekillendireceğiz. Daha iyi bir gelecek için bunu yapmaya mecburuz. Bu çalışmaları yapmak zorundayız.”
Güçlü Bir Teknolojik Alt Yapıya İhtiyaç Var
İBB’nin her gün binlerce veri üreten bir kurum olduğunu ve bundan dolayı da güçlü bir teknoloji alt yapısının önemli olduğunu vurgulayan Başkan Uysal, “Şehirleri daha akıllı sistemlerle donatmak, en başta kamunun sahip olduğu büyük verinin işlenmesiyle mümkün olabilir. Geleceğin şehirlerinde, yapay zekanın iş ve hizmet süreçlerinde daha çok yer alacağı muhakkak. Evlerin kendi atıklarından elde ettiği enerjiyle aydınlandığı, afet ve risklere karşı alarm sistemlerinin çalıştığı, herhangi bir afet anında doğalgazın otomatik kesildiği şehirler dönemindeyiz. Biz İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak bu sistemlere sahibiz. Akıllı şehir teknolojileri daha çok devreye girdikçe, şehirlerde yaşam kalitesi ve ekonomik refah da artacaktır. Hepimiz çok iyi biliyoruz ki, yerel yönetimlerin akıllı şehircilik adına yapacak daha çok işi var” ifadelerini kullandı.
BAKAN ÖZLÜ: “MODERN BELEDİYECİLİĞİN YENİ ROTASI AKILLI ŞEHİR UYGULAMALARIDIR”
“Dünya Akıllı Şehirler Kongresi 2018”in açılışında konuşan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü’de klasik kent yönetimi anlayışının çok geride kaldığını belirterek, “Belediyecilik sadece temizlik, su, yol gibi temel kamu hizmetlerinin çok ötesinde anlamlar taşımaktadır. Modern belediyeciliğin yeni rotası akıllı şehir uygulamalarıdır” dedi.
“İstanbul’un 130 ülkeden daha büyük ekonomisiyle tüm dünya için küresel bir kimliğe sahip” olduğunu ifade eden Bakan Özlü konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ülkemizin dış ticaret hacminin yüzde 56’sı, milli gelirimizin yüzde 27’si İstanbul kaynaklıdır. İstanbul aynı zamanda büyük ölçekli projelerle ve yatırımlarla, dünyanın çekim merkezi olma yolundadır. Küresel bir şehir olan İstanbul, teknolojinin de merkez üslerinden biridir. İstanbul, bilim merkezi Türkiye hedefimizin en önemli halkasıdır. İstanbul, özellikle teknoloji, Ar-Ge ve inovasyonda dünyanın cazibe merkezlerinden biridir. Bu önemli kongrenin İstanbul’da yapılıyor olması, şehrimizin potansiyelinin keşfedilmesi bakımından çok anlamlıdır. İstanbul bugün, dünyanın en hızlı gelişen şehirleri arasında ilk sıralarda yer almaktadır. Türkiye’nin göz bebeği İstanbul, spordan sanata, kültürden ticarete kadar, her alanda birçok uluslararası organizasyona ev sahipliği yapmaktadır. İstanbul, yılda yaklaşık 130 uluslararası kongreye, 100’e yakın fuara ev sahipliği yaparak, bu alanda dünya şehirleri arasında 6. sıradadır. Şehrimize olan bu büyük ilgi bizlere cesaret vermektedir.”
Bakan Özlü, İstanbul’un dünyanın fuar ve kongre başkenti olma unvanını, fazlasıyla hak ettiğini anlatarak, bu çağda şehirlerin artık akılla yönetildiğini söyledi. Özellikle Türkiye gibi, nüfusunun yüzde 93’ünün şehir ve ilçe merkezlerinde yaşadığı bir ülkede, “akıllı şehir yönetimi”nin bir zorunluluk olduğuna işaret eden Özlü, İstanbul’a bakıldığında ise bu tablonun daha belirgin bir hal aldığını bildirdi.
Şehirlerin Akıllanması İçin Önce Dijitalleşmesi Gerekiyor
Bakan Özlü, şehirlerin akıllanması için önce dijitalleşmesi gerektiğini belirterek, enerji, altyapı, trafik ve güvenlikle ilgili dataların belli bir akıl ve strateji ile yönetilmesinin zaruri olduğunu söyledi. Tüm bu nedenlerden dolayı Türkiye’nin dijital dönüşümünü, şehirlerin dijital dönüşümü ile uyum içinde değerlendirdiklerini ifade eden Özlü, sözlerini şöyle sürdürdü: “Akıllı şehirleri, ülkemizin dijital dönüşüm yol haritasının önemli bir parçası olarak görüyoruz. Bilim Merkezi, Teknoloji Üssü, İleri Sanayi Ülkesi Türkiye hedefimiz için akıllı ve dijital şehir uygulamalarını, bir kaldıraç olarak değerlendiriyoruz. Türkiye, kadim bir medeniyete ve köklü bir şehirleşme geleneğine sahiptir. Bütün şehirlerimiz; kimliklerini tarihimizden, kültürümüzden, sanatımızdan ve geleneklerimizden almaktadırlar. Türkiye’nin hangi şehrine giderseniz gidin binlerce yıllık tarihin ve medeniyetin izlerini görürsünüz. Bizler şehirlerimizi korumaya ve medeniyet ışığımız altında inşa ve ihya etmeye kararlıyız. Bunu yaparken modernliğin getirdiği kavramlara da kucak açacağız. 81 ilimizde ve 921 ilçemizde akıllı şehir uygulamalarını, vatandaşlarımızın hizmetine sunmaya devam edeceğiz.”
VALİ ŞAHİN: “AKILLI ŞEHİRLER KAVRAMI SON DÖNEMDE AĞIRLIĞININ GİDEREK ARTTIRIYOR”
“Dünya Akıllı Şehirler Kongresi 2018” açılışında konuşan İstanbul Valisi Vasip Şahin’de şehirlerin, bir taraftan şehir ekonomisinin ve üretim sisteminin bilgi ve teknolojiyi temel alarak dönüşüm sağladığını, diğer taraftan hizmetlerin daha verimli bir şekilde sunulması, kalitesi ve bilgiye erişim için büyük fırsatlar sunduğunu belirtti.
Vali Şahin, akıllı şehirler kavramının son dönemde ağırlığının giderek arttığını dile getirerek, “Akıllı şehirler bu kapsamda İstanbul ve diğer şehirlerimizde daha fazla gündemimize gelmeye başlamış ve gelişen bir kavram haline gelmiştir. Akıllı şehirler, bir taraftan şehir ekonomisinin ve üretim sisteminin bilgiyi ve teknolojiyi temel alarak dönüşümü ve optimizasyonu, diğer taraftan ise şehir hizmetlerinin daha verimli bir şekilde sunulması, kalitesi ve erişebilirliğinin artırılması için büyük fırsatlar sunmaktadır” dedi.
İstanbul’da akıllı şehirler alanında Türkiye’ye örnek olarak gösterilecek birçok uygulamanın bulunduğunu söyleyen Şahin, şunları kaydetti:
“Bizim bu tecrübeleri dikkate alarak daha uzun vadeli bakış açısıyla dünyada rekabet ettiğimiz diğer şehirlerdeki çalışmaları da gözden kaçırmadan bunları daha ileri seviyeye taşımamız gerekiyor. Bu anlamda İstanbul Büyükşehir Belediyemiz ve kamu kurumlarımız, stratejileri oluşturmak için çalışmalar yürütüyorlar. Buradaki en önemli hususlardan birisi veriye erişimdir. Akıllı şehirler kavramının merkezinde büyük veri dediğimiz kamu ve özel sektör tarafından üretilen ama daha etkin kullanılabilecek veriye o alanda hizmet üreten çözüm sunan bütün tarafların erişebilmesi yatıyor. Özellikle ülkelerin kendi güvenliği için son dönemde önemi artan bir diğer kavram da siber güvenliktir. Artık bütün hizmetlerin dijital ortama taşındığın günümüzde, veri güvenliği ve internet ortamında sunulan hizmetlerin güvenliği, kişisel verilerin korunması, hizmetlerin sürdürülebilmesi gibi birçok açıdan hayatı bir önem kazanıyor.”
Konuşmaların ardından protokol üyeleri sahnede “Dünya Akıllı Şehirler Kongresi 2018”nin kurdelesini birlikte kesti. Başkan Uysal ve diğer protokol üyeleri daha sonra da İETT tarafından yapılan elektrikli otonom aracının tanıtımına katılarak test sürüşü yaptı. Fuar alanını da birlikte gezen protokol üyeleri stant görevlilerinden bilgi aldı.
“ŞEHRİN BÜYÜK VERİSİ VE SİBER GÜVENLİK” İSTANBUL’DA KONUŞULDU
BTK Başkanı Dr. Ömer Fatih Sayan, İstanbul’da katıldığı “Şehrin Büyük Verisi ve Siber Güvenlik” adlı programda gelişen teknoloji ile birlikte siber güvenliğin de arttığına dikkat çekti.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Dr. Ömer Fatih Sayan İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından Yenikapı Avrasya Gösteri ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen “Şehrin Büyük Verisi ve Siber Güvenlik” adlı programa moderatör olarak katıldı. Programda Başkan Sayan ile birlikte Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Haberleşme Genel Müdür Yardımcısı Gündüz Şengül, IBM Genel Müdürü Defne Tozan ve Microsoft Genel Müdürü Murat Kansu gibi isimler de yer aldı. 100’e yakın konuşmacının katıldığı programda akıllı şehirlerin yarınları nasıl şekillendireceği masaya yatırıldı.
Programın ilk oturumunda konuşan ve sayısal dönüşümün tüm dünyayı etkisi altına aldığını belirten BTK Başkanı Sayan, “Odağında bilgisayar donanımı, yazılımı ve mobil cihazlar ile iletişim şebekelerinin olduğu sayısal teknolojiler yeni ortaya çıkmış değil. Bu teknolojilerin yakınsaması, fiziksel, sayısal ve biyolojik sahalarda birbiriyle etkileşimi daha önce şahit olmadığımız türde büyük gelişmelerin habercisi. Teknolojik gelişmelerin odağında yer alan bilgi ve iletişim teknolojileri sektörü artık kendi başına bir sektör olmanın yanında diğer sektörlerde de kalkınma ve büyümenin baş aktörü haline gelerek dijital dönüşüm çağının en önemli alanı haline geldi” şeklinde konuştu.
2020 yılında veri boyutunun günümüze göre %4300 artış göstereceğini söyleyen Sayan, “Dünyadaki dijital veri havuzunun yüzde 90’ının son üç yıl içinde ortaya çıktığı, 2020’de kişi başına 5.2 terabyte bilginin üretileceği ve toplamda 40 zetabyte verinin dolaşımda olacağı tahmin edilmektedir. Bugün dünyada; 5 milyar mobil telefon, 2 milyar internet kullanıcısı, kullandığımız cihazlarda/nesnelerde 66 milyar sensor, video/dijital/BT teknolojileri kullanılarak izlenen 13 milyar güvenlik olayı var. Bu sebeple de “Büyük Veri” günümüzün en güçlü IT varlıklarından biri konumunda görülebilir. Günümüzde Nesnelerin İnterneti, küçük ev aletlerinden akıllı şehirlere kadar uzanmakta ve burada oluşan veriler ise büyük veri olarak karşımıza çıkmaktadır” bilgilerini paylaştı.
NESNELERİN İNTERNETİ HAYATIMIZIN VAZGEÇİLMEZİ
Nesnelerin interneti kavramının hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline geldiğini vurgulayan Başkan Sayan, “Hemen her anımızı çevreleyen fiziksel nesneler, yaşamımızı zenginleştirmekte ve adeta bir bilgi ekosistemine çevirmektedir. Yakın bir gelecekte etrafımızdaki her nesne bir sensörle donatılacak ve insan varlığının bir parçası haline gelecek. IoT, sadece bireysel ve gündelik hayatı etkilemekle kalmayacak, iş dünyasını da değiştirecek ve dönüştürecek. Sınırsız bir hayal gücü sunduğu gibi sonsuz fırsatlar da doğuracak. Bu büyük değişim bütün sektörlerde hissedilecek. Özellikle üretim sektöründe sanayi devrimine benzer temel bir yapısal değişim fırsatı sunacağını söyleyebiliriz. Kullanılan her bir cihaz ve ekipman daha dijital ve daha bağlantılı hale geliyor” dedi.
Makinelerin çok daha fazla güç ve enerji sağladığına dikkat çeken Sayan şu bilgileri verdi: “2019’a kadar 1,9 milyar akıllı ev cihazının kullanılacağı öngörülüyor. Bu, rakamlar dikkate alındığında ise yaklaşık olarak 490 milyar dolarlık bir potansiyel gelir elde edileceğini söyleyebiliriz. Öte yandan, 2015 yılında 968 bin akıllı kıyafet tüketiciye ulaşmışken, bu sayının 2021 yılına kadar 24.75 milyara yükselmesi bekleniyor. Teknolojinin gündelik hayatımızdaki yerini en iyi anlatan kavramlardan birisi aslında akıllı şehirler. Akıllı şehir denilince şehrin ihtiyacı olan şeyi kendisinin belirlemesi, bu doğrultuda isteklerinin gerçekleşmesi için gerekli adımları atabilmesi âdeta şehrin bir canlı gibi davranabilmesi akla geliyor.”
AKILLI ŞEHİR ANLAYIŞI İNSANLARIN HAYATINI KOLAYLAŞTIRACAK
Dünyanın çeşitli şehirlerinde yayaların ve bisikletlilerin hayatlarını kolaylaştırmak amacıyla akıllı sokak lambalarını ve trafik izleme sensörlerini kullandığını ifade eden Sayan, “Milyon dolarlar seviyesinde yatırımlar gerektiren bu uygulamalar akıllı şehir anlayışı kapsamında şehir insanlarının hayatlarını kolaylaştırmayı hedeflemektedir. 25’ten fazla dünya şehrinin, 2025 yılına kadar “akıllı” şehre dönüşmesi bekleniyor. Bu da bize, 2020 yılına kadar değeri 1.565 trilyon doları bulacak bir pazar oluşacağı sinyallerini veriyor. Öte yandan, şu da bir gerçektir ki, teknolojiyi ne kadar kullanırsak ona daha da bağımlı hale geliyoruz. Bu teknolojilerin beraberinde getirdiği risklere de daha açık olduğumuz anlamına geliyor. Bireyler, şirketler, kritik altyapılar ve devletler ciddi siber tehdit altındadırlar. Siber güvenliğin sağlanması artık sadece teknolojinin yoğun olarak kullanıldığı alanlardaki tehlikeleri bertaraf etmek için bir ihtiyaç değil” şeklinde konuştu.
Siber güvenliğin aynı zamanda Milli Güvenliğin bir parçası haline geldiğin dile getiren Sayan, “Bir taraftan yeni teknolojilerin hayatımızı nasıl kolaylaştıracağına ve bu teknolojilerin nasıl daha erişilebilir hale getirileceğine odaklanırken, diğer taraftan da bu yeni teknolojilerin güvenliğinin nasıl sağlanması gerektiğini düşünmemiz ve bu doğrultuda adımlar atmamız gerekiyor. BTK, bir yandan ülkemizdeki elektronik haberleşme sektörüne yönelik olarak regülatif anlamda görevlerini yerine getirirken bir yandan da kendisine verilen görev ve sorumluklar gereği ulusal siber güvenliğin sağlanması için faaliyetlerini sürdürüyor. 2013 yılında kurulan siber güvenlik organizasyonu kapsamında bu alanla ilgili görevleri giderek artan bir ivmede en iyi şekilde yerine getirmeye devam ediyoruz” açıklamalarında bulundu.
SİBER GÜVENLİK BİREYSEL VE KURUMSAL OLMAKTAN ÇIKMIŞTIR
Siber güvenliğin hem kurumsal hem de bireysel olarak arttırılması gerektiğini hatırlatan Sayan, “Farkındalık düzeyinin artırılarak yeterli bilinç ve bilgi seviyesine ulaşmak siber tehditlerle mücadelenin daha etkin ve verimli bir şekilde yürütülmesini sağlamaktadır. Öte yandan, günümüzde siber güvenlik artık bireysel veya kurumsal olmaktan öte, devletler açısından önemli bir gündem maddesi haline gelmiştir. Ülkeler siber güvenlik alanındaki çalışmalarını büyük oranda gizlilik içerisinde yürütmektedir. Olası bir siber savaş halinde tarafların karşılıklı olarak birbirlerine ne kadar zarar verebileceği bu alandaki en ileri düzey ülkeleri bile korkutmakta, bu durum daha güçlü imkan ve kabiliyetlerin arayışına yol açmaktadır. Bu kapsamda biz de BTK olarak gerek kamu içindeki gerekse özel sektördeki paydaşlarımızla birlikte ülkemizin siber güvenliğine yönelik her türlü imkan ve kabiliyeti uluslararası paydaşlarla da koordine ederek artırma azim ve kararlılığı içerisindeyiz” sözleriyle konuşmasını noktaladı.
ZAPATERO: “EĞER DÜNYADA BİR BAŞKENT SEÇMEK GEREKİRSE BU KESİNLİKLE İSTANBUL OLURDU”
“Dünya Akıllı Şehirler Kongresi 2018”de konuşan Zapatero, “Akıllı şehirler konusunda bir liderliği olabilir İstanbul’un” dedi. İnsanlığın geleceğinin şehirlerin geleceğiyle doğrudan bağlantılı olduğunu ifade eden Zapatero konuşmasını şöyle sürdürdü: “Çünkü dünya nüfusunun yüzde 70’i şehirlerde yaşıyor. Dolayısıyla bu eğilimin önüne geçmek mümkün değil. Geçen yüzyılda radikal bir değişim yaşadık. Yeni teknolojiler, aplikasyonlar, platformlar ve yeni şehirler oluşmuyor aynı zamanda şehirler baştan yaratılıyor. Yani daha orijinal ve otantik düşünürsek, şehirler vatandaşlar için daha yaşanabilir yerlere dönüşüyorlar. Onun için gelecek için, kişiler için yayalar için şehir. Toplu taşımanın sürdürülebilirlikle konsepleştiği şehirler. Ve bütün sosyal hizmetlerin genişlediği, risklerin azaldığı kültürel etkinliklerin düzenlendiği şehirler oluşuyor. Tabii burada kültürde çok önemli. Kültür bir akıllı şehrin temelinde yer alıyor. Burada İstanbul’da akıllı şehirler yönünde bir görev bir misyon söz konusudur. Bu konuda İstanbul lider konumuna gelebilir. Dünyadaki şehirler ağı içinde kendine lider bir konum edinebilir.”
Avrupa’nın Türkiye’ye İhtiyacı Var
“Dünya Akıllı Şehirler Kongresi 2018”de konuşan Zapatero, İspanya’da Başbakanlık yaptığı dönemde Türkiye ile özel bir arkadaşlık ilişkisi kurduğunu ifade ederek, “İspanya ve Türkiye bazı ortak noktalara sahipler. Çok büyük tarihe sahip iki ülkedirler. Aynı zamanda bağlantıları ve büyük medeniyetler sahip ülkelerdir. Bu Yüzden Türkiye ve İspanya ilişkilere açık iki devlettirler. Bu konuda çok büyük potansiyel var. Barış içinde bir medeniyetler iş birliği söz konusudur. Özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte ortak bir kültürel ve medeniyetler iş birliğini ürettik. Burada radikalizme, nefrete ve şiddete ve anlayışsızlığa karşı bir mücadele başlattık” diye konuştu.
İstanbul hakkında ne düşünüyorsunuz?” şeklindeki bir soruya Zapatero şu cevabı verdi: “Eğer dünyada bir başkent seçmek gerekirse bu kesinlikle İstanbul olurdu. Çok derin tarihi olan bir şehir, kıtalar arasında bir geçit, kültürler arasında bir köprü oluşturuyor İstanbul. Eğer Türkiye’de İstanbul olmasaydı, dünya şu anda olduğu gibi olmazdı. Avrupa’nın Türkiye’ye ihtiyacı vardır. Türkiyesiz bir Avrupa çok çok daha güçsüz olacaktır. İstanbul her şeyden önce akıllı şehirlerin lideri olmalıdır, teknoloji devriminde lider olmalıdır. İstanbul’un yapay zeka ile birlikte ilk önce barışın ve arkasından hoşgörünün başkenti olmasını istiyoruz. Ve bunu hep birlikte yapmamız gerekiyor. Türkiye ve İspanya birlikte.”